AETHER VE BAŞLANGIÇ
HANIF TÜRK


Aether ve BAŞLANGIÇ
Başlangıçta yalnızca aether (su) vardı. Bu, evrenin derinliklerinde var olan sonsuz bir varlığın kendisiyle baktığı bir durumdu. Aether, kendi içsel evreninde dolaşarak, karanlığın bitmek bilmez derinliklerinde yer alıyordu. Her şeyin başı olan bu durum, yaratılışın mayasını attı.
Sonsuz karanlıkla çevrili bir ortamda, aniden bir damla belirdi. Bu damla, aether'in içindeki yaşamın ilk tohumuydu. Dalgaları kâinata yayılmaya başladı ve bu hareket, büyük bir dönüşümün habercisi oldu. Aether, bu damla aracılığıyla derin bir uyanış yaşayarak, kâinatın sırlarına doğru yol aldı.
Akaşa ve Yaratım Süreci
Bütün bu olaylar karşısında, akaşa bu damlayı aldı ve onu yeniden biçimlendirdi. İşte burada yaratım süreci tam anlamıyla başladı. Akaşa’nın elinde damla, önce kendi varlığının iradesini keşfetti. Ardından, yaratımın çeşitli boyutlarında kendini ifade etmeyi öğrendi. En nihayetinde, bir olanın ruhundan üfledi. Bu üfleme, damlaya hayat vererek, onu 7 boyut aşağı iterek aşağıların aşağısına doğru yönlendirdi.
Bu ilk yaratım, bireysel ruhun kendi iç yolculuğunu başlatması için bir fırsat sundu. Dışsal bir etkiye karşın, bu damla şimdi kendini bilmeye ve kendisinden kendine yol almaya başlamıştı. Her bir damla, yaratımın bir parçası olarak, kendi bilinç yolculuğuna çıkma cesaretini buldu.
Hanif TÜRK