ELMAS SUTRA KİTABINDAN ALINTILAR VE TEFSİR (1)
Kainatta kazanılacak tek gerçek başarı Hakeren olmaktır. Yoksa sınamalar,yaşanan olaylar ve sıkıntılar sadece araçtır. Gerçek amaç Hakikate uyanıştır!
ELMAS SUTRA KİTABI HAKKINDA
Elmas Sūtra, Mahāyāna Buddhizmi’nin “zekȃ aşkınlığı” metinlerinden biridir. Otuz iki bölümü vardır ve bölümlerinde Buddha, Şrāvastī’deki Cetavana Manastırı’nda müridi Subhūti ile konuşur. Ona boşluğun değerini ve tüm yaşamın insan düşüncesinin bir iz düşümü olduğunu anlatır. Kişi, içindeki bir elmas gibi parlak ve keskin olan Buddha bilgeliğine güvenmelidir. Çinceye beşinci yüzyılda Kumāracīva tarafından çevrilmiştir. Bu en eski ve en yaygın olan çeviridir. Zen okulu bu kitaba büyük değer atfeder. Sanskritçe aslı ve Tibet dilindeki çevirisi mevcuttur. Eserin Sanskrit orijinali olasılıkla 4. yüzyılda derlenmiştir. Elmas Sutra’nın bugün British Museum’da bulunan Çince çevirisi 868 yılına aittir ve dünya tarihindeki basılmış ilk eser olarak bilinir.
Eserde herşeyin boşluğu ve her türlü zıtlıktan doğan anlamsızlığa anlam vermenin yanılgısı çok güzel biçimde işlenmiştir. Elmas Sūtra Japonya’da MS 816’da kurulmuş olan Şingon mezhebinin baş kitaplarından biridir. Tibetliler de Elmas Sūtra’ya büyük saygı duyar ve önem verirler. Elmas Sūtra Çin, Japon, Tibet, Kore, Moğol, Hotan, Soğd, Mançu, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Endonezya dillerine çevrilmiştir. Bu sūtranın Türk diline yapılmış çevirileri hakkında bir bilgiye rastlanmış değildir. Bilebildiğimiz kadarıyla bu kitap Elmas Sūtra’nın ilk Türkçe çevirisidir.
"Buddha" kelimesine harf ilminde bakılacak olursa "BD" kökünden geldiği ve ibadet ile eşdeğer olduğu görülür. "BD-HA" kelimesindeki "HA" harfi Kur'an'da "KAF,HA,YA,AYN,SAD" ayetinde "HA" olarak saklanmıştır. Yani son tahlilde BUDDHA kelimesi islami literatürde "RAB" kelimesine karşılık gelmektedir.
RAB: Kişinin Ruhunu bağlı bulunduğu süper-soyut ÖZ'dür!
ELMAS SUTRA KİTABINDAN ALINTILAR VE TEFSİR (1)
“İyi ailelerin oğulları ve kızları en yüksek, en doyuma ulaşmış ve uyanmış zihinleri geliştirmek istiyorlarsa, En Yüksek Mükemmel Bilgeliğe ulaşmak istiyorlarsa ve arzu dolu düşüncelerini bastırırken sürüklenen zihinlerini susturmak istiyorlarsa, o zaman söyleyeceklerimi takip etmeliler. Burada söyleyeceklerimi takip edenler, ayrımcı düşüncelerini ve arzularını bastırabileceklerdir. Vereceğim öğretileri özümseyerek ve bunlar üzerinde durarak mükemmel bir dinginliğe ve zihin berraklığına ulaşmak mümkündür.”
“İster yumurtadan, ister rahimden, ister nemden, ister kendiliğinden doğmuş olsun, bütün canlılar; formları olup olmadığı; Farkında olsun ya da olmasın, tüm canlılar eninde sonunda benim tarafımdan son Nirvana'ya, doğum ve ölüm döngüsünün son noktasına götürülecek. Ve bu anlaşılmaz, sonsuz sayıdaki canlıların hepsi özgürleştiğinde, gerçekte tek bir canlı bile özgürleşmemiştir.”
HT: Doğum ve ölüm döngüsünün son noktası kişinin hakikate erdiği Hakeren boyutudur. Kişi ölmeden önce ölme işlemini yaşarken gerçekleştirmeyi başarabilirse, kişisel Rabbi ile 7 kat cehennem ve 7 kat cennet olgusunu yaşarken görür. Nirvana 7. Boyutun 7. Basamağıdır ki, bulunduğumuz ilahi nizamda en üst mertebe budur. Burası Budizm öğretisinde Nirvana olarak adlandırılır. Kişi hakikate erdiğinde reenkarnasyon döngüsünden kurtulacak ve Allahın biricik halifesi olacak. Hakikate erenler tüm kainattaki yaşam formları düşünüşdüğünde çok ama çok azdır. Bu nedenle aslında hakikate ermiş tek bir canlı bile yoktur ve hem de vardır. Zaten özgür olan Ruh bedene kafeslendiğinden aslında her ne kadar zincire vurulmuş gibi gözükse de, O ezeli ve ebedi zaten özgürdü.
“Neden Subhuti? Çünkü eğer bir öğrenci hâlâ ego, kişilik, benlik, ayrı bir kişi ya da ebediyen var olan evrensel bir benlik gibi biçim ya da fenomenlerin keyfi yanılsamalarına tutunuyorsa, o zaman o kişi gerçek bir öğrenci değildir."
HT: Öğrenci hakikat bilgisini arayan kişidir. Hakikat yolunda her şeyini feda etmeyen bir insan öğrenci bile olamaz. Kişi ne kadar benliğine, egosuna, dünyaya, cahilliğine ve bilmediğini bile bilmiyorsa o kişi değil öğrenci avam halktan biridir sadece.
“Ayrıca Subhuti, şefkat ve yardımseverlik uygulamalarında bir müridin mesafeli olması gerekir. Yani, görünüşe, şekle, sese, kokuya, tada, dokunmaya ve herhangi bir niteliğe bakmadan şefkat ve yardımseverlik yapmalıdır. Subhuti, öğrenci şefkat ve yardımseverliği bu şekilde uygulaması gerekir. Neden? Çünkü bağlılık olmadan şefkat ve yardımseverlik uygulamak En Yüksek Mükemmel Bilgeliğe ulaşmanın yoludur, yaşayan bir Buda olmanın yoludur."
HT: Hiçbir karşılık olmadan karşılıksız iyilik,sevgi ve şefkat verebilen kişi Hakikate (Buda) erme yolunda çok değerli bir adım atmış demektir.
“Eh, Subhuti, aynı şey, görünüşe herhangi bir bağlılık duymadan, herhangi bir biçim fikrine değer vermeden şefkat ve yardımseverlik uygulayan öğrencinin erdemi için de geçerlidir. Kazanacaklarının değerini ölçmek mümkün değil. Subhuti, öğrencilerim az önce verdiğim öğretileri zihinlerinin özümsemesine ve bu öğretiler üzerinde yoğunlaşmasına izin vermeliler."
HT: Kainatta kazanılacak tek gerçek başarı Hakeren olmaktır. Yoksa sınamalar,yaşanan olaylar ve sıkıntılar sadece araçtır. Gerçek amaç Hakikate uyanıştır!