AY DEDE

Ay ! Satürn’ün Dünyâ’ya bağlanmış telefonu! Mars’ı devreden çıkar! Çok net duyarsın onu!

KIYAMETNAME-M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

Üstad M.H. Uluğ KIZILKEÇİLİ

"AY DEDE"

Paris’i ilk kez görüp yorgun argın uyudum!

‘Ay dede !’ ‘“Kevser”’ sundu! Ben içtim yudum yudum:

İnsân yüzü olmuştu! Tamamen AY’ın yüzü!

Vardı kulağı, burnu, ağzı, kaşı ve gözü!

‘Ay dede’ benziyordu! Benim Feyzi dedeme!

Gel de sen! Buna rüyâ değil de! Vizyon deme!

Arz küresi üstünde! Ayakta duruyordum!

Dedemi! ‘Ay dedenin Rûh’u olarak yordum!

‘Ay dedem!’ Hızla düşüp bana doğru yaklaştı!

Beni dünyâdan kapıp bütün gökleri aştı!

Âlemi seyrederken! Birdenbire uyandım!

Ay’ın sırrını çözmek! Artık olmuştu andım:

Tam ‘yirmi sekizinci yaş günüm’dü o gece!

Kopya vermişti dedem yaş günümle! Bilgece!

Doğrusu unutmuştum! Yaş günümü ben bile!

Tanıştığım için bir cici madmazel ile ...

Hemen Ay devrine denk sayısı Peygamber’in!

‘“Şifre sözcükler”’ gibi! Var mı bundan haberin?

‘H... ve L...’ adı! ‘ALLAH’ adına eşit!

İki kızımın ismi! Bunlar zikrim bir çeşit!

‘“ELİF LÂM MİM! Kitab O!”’ Bu yine Ay’ın ismi!

Önü ak! Ardı kara! İnsân başının cismi!

Niçin ‘aya’ ve ‘ayak’ sözcüklerine kök, Ay?

El, ayak parmakları! Yirmi sekiz mafsal! Say!

‘“MUHAMMED âilesi!”’ ‘“ELİF LÂM MİM!”’ ‘“Et yemin!”’

‘On iki İmâm!’ ‘On dört mâsum!’ ‘FÂTMA!’ Ve ‘EMİN!’

‘“Secde et!”’ ‘“Yaklaş!”’ Sözü ‘yorum’u! Kısaca bu!

Secde et! Sen de yaklaş! Ol EHL-İ BEYT mensubu!

“‘SİN’” diye hitab eder bak! ALLAH MUHAMMED’e!

‘SİN’, ‘Ay tanrısı’nın ismi idi Babil’de!

İbrahim’in kenti ‘UR!’ Tapıyor idi Ay’a!

İbrahim Hanif idi! ‘Öz’le baktı olaya!

‘“Nûr”’ olarak! RESÛL’ün o tam künyesine denk!

O nûru özümse de! ALLAH versin sana renk!

İlk mucizesinde Ay! Tam ikiye yarıldı!

‘Ben ve ÂLÎ bir nûruz’ diye halk uyarıldı!

Ay ilk durak! MUHAMMED Ay’da gördü Âdem’i!

Demek ki Ay! Can için ‘“Âdem’e secde”’ demi!

Dünyâdan da yaşlı Ay! Dünyâ Ay idi ilkin!

Cebrail Ay’dan iner! AHMED ol! Sen de silkin!

Ay’da su yok! Hepsini çünkü o, Arz’a verdi!

‘Gel’, ‘git’ ile okşuyor uzaktan! Aklım erdi!

Ay, evlâdı Dünyâ’dan! Hiç ayırmaz gözünü!

Hep etrafında döner! Tutmuş tavaf sözünü!

Kediyi arka üstü at! Hep yüz üstü düşer!

Ay gibi Arz’a dönmez sırtını! Şaşar beşer!

Göz bebeği Ay ile değişir! Dikkat edin!

Eteğinde uyurdu bazen o, MUHAMMED’in!

Eski Mısır’da kedi ile Ay çok mübarek!

Kedi, ‘Aslan’ gillerden! Bunu not etmen gerek!

Ay bir istasyon inen ve çıkanlara! Niçin?

Yer ve Göklere uygun bir beden giymek için!

Ölen için çok riskli ‘sırat köprüsü’dür Ay!

Karanlık yanı çünkü! ‘“Cehennem”’ denen olay!

Kirli can, atom atom dağılanadek erir!

Sırf kara büyücüye ! Malzemesi elverir!

Ay ! Satürn’ün Dünyâ’ya bağlanmış telefonu!

Mars’ı devreden çıkar! Çok net duyarsın onu!

Cebrâil’in ağzından! Mikail’dir konuşan!

Azrail’dir parazit! Güneş’indir bütün şan!

EHL-İ BEYT! Ay takvimi! Kur’an! Birer emânet!

‘İşte bu ! Kutsal üçüz’ sırrı! Gerçek diyanet!

AY’ın sırları bitmez asla! Anlatmak ile!

‘AY DEDE’nin sana da! Yön vermesini dile!

M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

PARİS – 21 Temmuz 1956

Ebced ilmine göre isim ve kelimelerin açılımları :

*Tevil-i vescûd vakterib = 1230 =123 = AL-i MUHAMMED

‘“Vescûd vakterib”’ (Âyet) = Secde et ve yaklaş.

*‘“ELİF LÂM MİM”’ = Kur’anda : ALM = ÂL-i MUHAMMED =EHL-İ BEYT