SEN JERMEN’İN KİMLİĞİ
Sen Jermen Kontu bazan ‘ölü’ gibi yatardı: Arz’ın çekirdeğinde! ‘Üç gün’ nabzı atardı!
KIYAMETNAME-M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

"SEN JERMEN’İN KİMLİĞİ"
‘Hayât iksiri’ne ben ‘çok şey borçluyum!’ Derdi!
Bu iksiri keşfetmek oldu herkesin derdi!
‘Hayât iksiri’nden kast! Bilin erme işlemi!
‘“RÛH”’la bütünleşmek bu! Başka şey sanma emi!
Bu Arzda yaratıldı topraktan insân mâdem:
Onun RABB’i olacak! En sonunda bil Âdem!
‘“Döndürüleceksiniz en son ona!”’ Der âyet:
Bu şekilde anlamak bu sözü! Doğru gâyet!
Sen Jermen Kontu bazan ‘ölü’ gibi yatardı:
Arz’ın çekirdeğinde! ‘Üç gün’ nabzı atardı!
Uyanınca olurdu ayni mûcize kişi:
Her dili bilmek! Elmas yapmak! En basit işi!
Kimi sorsan! Tanışmış gibi târif ederdi!
Mîlâttan önceki her kralı gördüm derdi:
Bu nedenle birçoğu onu şarlatan sandı!
Nereden bilsinler ki içtiği ‘“Büyük andı!”’
‘Hayât iksiri!’ ‘Kendi Rûhu’nun öbür ismi!’
Kesin inse! Ölümsüz yapar o! ‘Şeffaf!’ Cismi!
‘Azrail’e HAK mâdem ki ‘“Ölüm meleği”’ der!
‘Hayât meleği’ ile ‘“Cebrail”’ özdeş eder!
Arz’ın dokuz katından geçmiş olan bir kişi!
Yapmış demektir ‘küçük mîrâç’ denilen işi:
Yaşar, ‘üç buçuk’ devre neler yaşamışsa Arz!
Zaman kalkar! Herkesi tanıdık olur bu tarz!
Erer ilk atasının yaratıldığı deme!
Görüp içer ‘“İlk Andı”’:‘“Secde eder Âdem’e!”’
‘Üç buçuk günlük trans uykusu’nun aslı bu!
Bazan tazeler onu! ‘“Kitab ilmi”’ mensubu!
Arz’ın çekirdeğidir bil câmideki mihrab:
İçindedir Güneşten inen ışın:! Mesih:! RAB!
Çekirdekte yapılır ‘Büyük mîrâç:!’ Dört evre!
Her evrede yükselir titreşim! Uyar devre!
Çekirdekte ilk evre, can yeniler ‘“İlk andı!”’
Andını bozar ise o! İblîs gibi yandı:
Kalır sâde ‘“ALLAH’a zorâki andı!”’ İle!
‘“Âdem’e and içmeyen cehennemliktir!”’ Bile!
Böylece ‘“EHL-İ BEYT”’e karşı ilk borç ödenir!
Ona ALLAH katında o zaman ‘Eren’ denir!
Üç buçuk devresini yazar Arz’ın, ilk evre:
Görür kimler doğacak! Nasıl olacak çevre!
Buluşarak geçmiş ve gelecek olur bir:
‘“AHMED’i görüp verdi söz her nebi!”’ Çek tekbir!
Her gezegenimize o, şeffaf çıkabilir!
Her birinin merkezi ‘Hakeren’ kim? Bilir!
Kalan üç evre, Arz’ın üç devresini yaşar!
RÛH! RAHÎM! RAHMÂN! Denen üç titreşimi aşar!
Rûhu temelli girip konuşur her lisânı!
İkinci evredir bu! Şaşırtır her insânı!
‘“Konuşur her hayvânla!”’ Hatta karınca ile!:
‘“SÜLEYMAN”’ makamı bu Kur’anda! Herkes bile!
‘“Cin ereni İFRİT’e!”’ Dört tür cine hükmeder!
‘“Eskiler”’ emrindedir: HAK: ‘“Yüce Melekler”’ der!
Mâdene ‘“hayât üfler!”’ Dönüştürür bitkiye!
‘Toprağın RABB’i idi ARZ’da o! Öğren niye!
Üçüncü evre girer ‘“Sekine”’ sâf bedene!
Bitkiye ‘duygu’ verir: şükür hayvân edene!
‘“Eskilerin eskisi”’ baş Meleklere hâkim!
Sorma öbür adını! ‘“Sekine”’nin eşi kim?
On iki burcu, şeffaf iken ziyâret eder:
Kur’an ‘“On iki İmâm!”’ Ve Tevrât ‘“Elohim der!”’
Dördüncü evrede HAK, fizik bedene girer:
‘“RAHMÂN Arş’a oturdu”’sözü sırrına erer!
Hayvânı insân yapar, ona nakledip aklı:
‘“RABB’iniz değil miyim?”’ Diye sorarken haklı!
Zaman ve mekân artık ona değildir duvar:
Zîrâ hem var olan yok! Hem de o yok olan var!
Nokta’ya indirgenmiş boyut, engel tanımaz!
‘Var’ ile ‘yok’ arası! : ‘“Araf”’ta kılar namaz!
ALLAH adını taşır çekirdekteki merkez!
Giren kıyâmetedek çıkamaz! Bilsin herkez!
‘Mesih Gül Haç’ Kont’un önceki takma adı!
İsmini taşıyan yol, kendi! Bilge anladı:
Haç üstünde yedi gül, yedi devreye eşit:
Herbirini birinci bitiren zât: ‘“BEREŞİT!”’
‘“Şarkı garbı olmayan bir ağaç o: HANİF DİN!”’
‘Küre’ O! : Şarkı garbı yok! Onu mürşit edin!
MAX HEINDEL sözcüsü, geçen yüzyıl GÜLHAÇ’ın!
Kont kimdi, bırakın da! Mesajlarımı açın:
‘Arz küresi’ üstünde ayakta ilk vizyonum:
Ben de ne var! Ne yokum! Sâdece illüzyonum!
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 07.02.2002