DABBET-ÜL ARZ
‘“Bir bilen”’den dinle sen! Şimdi ‘“Dabbet-ül Arz”’ı! Öğren nasıl! ‘“Dabbe”’nin yerden çıkışı tarzı:
KIYAMETNAME-M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ
"DABBET-ÜL ARZ"
ALLAH der: ‘“Hakikata ulaşamaz asla zan!”’
‘Hôkins’tir Dabbe!’ Diye, bilgin saçmalar bazan!
‘“Dabbe”’ olsa! Yazmazdı ‘zamanın kitabını!’
Duyardı! ‘“HAKK’ın zaman olduğu”’ hitâbını!
‘“Bir bilen”’den dinle sen! Şimdi ‘“Dabbet-ül Arz”’ı!
Öğren nasıl! ‘“Dabbe”’nin yerden çıkışı tarzı:
‘“Rûh topuktan başlayıp beyinden çıkar!”’ Niçin?
‘Ayağıyla vurarak yere!’ Çıktığı için!
‘“Dabbet-ül Arz”’, bu demek! Arz küçük fizik beden!
Ona vurup çıkan, RAB! Canı terbiye eden!
‘RAB isminin ortaya çıkmasıyla o’ eşit! (1439) (x)
Küçük kıyâmet ölüm! Söylenmiş çeşit çeşit!
‘“O söz başa gelince, Yer’den bir dabbe çıkar!”’
‘“Der : ‘içten inanmadın!’ Sözünü ettin inkâr!”’
Ölürken onu görür has kul! Hatırlar ‘“sözü!”’
‘“Çabuk hesab görür o!”’ Ve insân yumar gözü!
Çünkü en son nefeste, veyahut erdiğin an,
Tam uykuda, cennet ve cehennemde yok zaman!
‘Kıyâm’, ayağa kalkmak! ‘“Kıyâmet kopar âni!”’
‘“Karşında dinelir O!”’ Öldüğün vakit yâni!
“Tam bir insân şeklinde” der ÂLİ, ‘“Dabbet-ül Arz!”’
Sâf çıkan candır, melek! ‘“Melek için secde farz!”’
Secde ettiği, Âdem! Vücûttan çıkan, rûhu!
‘“Duman duman”’ harf adam! Tapmaz Yezid gürûhu!
‘“RABB’ine söz verirken, sana sen oldun şahit!”’
RAB, Rûh olarak girip yâni alındı ‘ahit!’
Her an uyarır seni! Ne düşünsen! Ne yapsan!
Sende saklı ‘“Şahit”’ O! ‘“Âdem”’ denen ilk insân!
‘“Topraktan yaratıldı insân!”’ Aynen özet Arz!
‘“Onda RAB’dan bir Rûh var!”’ Sana seni eder arz!
Sırf ‘“Dabbe”’ ise ölen! Bir hayvândır! Ayaklı!
Özü yerine, ortak bir RABB’e bağlı aklı!
‘“Dabbet-ül Arz yorumu”’ hesapla bak kaç eder: (1886) (xx)
‘Müminlerin emiri Hazret’-i ÂLÎ’dir der!!! *(1886) (xx)
M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ
ANKARA – 23.10.2001
İsimlerin ebcet ilmine göre sayısal açılımı :
(x) Dabbet-ül arz = Hû ism-i zuhur-u RAB = 1439
(xx)1886 = Tevil-i Dabbet-ül Arz = Hazret-i Emir-ül Mü’minin (ÂLÎ)
(NOT : Kıyametname kitabının bütün metinlerinde üç tırnaklılar Ayet ,iki tırnaklılar Hadis (Hz. Muhammed’in (s.a.a) gerçek sözleri),tek tırnaklılar Rivayet’tir. Cümle sonunda geçen sayılar; cümlede tırnak içinde geçen ‘kelimenin/kelimelerin’ Ebced ilmindeki sayısal karşılığıdır. Ebced ; Arapça’ya özgü sayısal şifreleme sistemidir. Buradan sonra yazılan kısmın yazarla herhangi bir ilgisi bulunmamakla beraber, yapılan hatalardan dolayı yazar sorumlu tutulamaz. Kur’an çevirileri özgün bir şekilde yapılmış olup, hiçbir kaynak, kurum ve kişiden alıntılanmamıştır!)
Metinde geçen ilgili ayetler:
“Sema’nın ve Arz’ın yaratılması ve o ikisinde her Dabbe’den çoğaltıp yayması, O'nun âyetlerindendir. O, dilediği zaman onları toplamaya Kadir’dir.” Şûrâ Suresi 29. Ayet
“O Söz’ün vuku bulacağı başlarına gelip zaman, onlar için yerden bir Dabbe çıkarırız (Dabbet’ül Arz). O da insanlara, Bizim ayetlerimize yakinen inanmadıklarını konuşup söyleyecektir.” Neml Suresi 82. Ayet
“Sema ve Arz’dakiler mevcut bütün Dabbeler ve melekler hiç büyüklenmeden Allah’a secde etmektedirler!” Nahl Suresi 49. Ayet
“Bu konuda onların hiçbir bilgisi yoktur. Sadece Zann’a tâbi oluyorlar. Zan ise, Hakk’tan bir şey sağlamaz.” Necm Suresi 28. Ayet
“Size: "Gerçekten Allah’ın vaadi Hakk’tır ve Saati kesindir!" denildiği zaman siz “Saat de neymiş? Biliyor değiliz. Bunları sadece bir zan ve ihtimal olarak görmekteyiz. Kesin ve yakın bir bilgiyle iman etmemekteyiz!" dediniz!” Câsiye Suresi 32. Ayet
“Aslında siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin nefslerinize güzel göründü de kötü Zanda bulundunuz ve helakı hak etmiş bir topluluk oldunuz!” Fetih Suresi 12. Ayet
“Bu isimler, sizin ve atalarınızın onlara yakıştırdığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlar için hiçbir yetkilendirmede bulunmadı. Ant olsun ki, onlara Rablerinden doğru yolu gösterici geldiği halde, onlar yalnızca Zanna ve benliklerinin hevasına uyuyorlar.” Necm Suresi 23. Ayet
“Ve onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatılıp anlatıldığında, bunlara karşı sağır ve kör davranmayan kimselerdir.” Furkân Suresi 73. Ayet
“Ama elleriyle yaptıkları şeylerden dolayı, ölümü asla istemezler. Allah, zalimleri en iyi bilendir!” Bakara Suresi 95. Ayet
“Ne zaman bir ahitte bulundularsa içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Doğrusu, onların çoğu iman etmez!” Bakara Suresi 100. Ayet
“Sizden öncekilerin başına gelen sıkıntı ve zorluklar, sizin de başınıza gelmeden Cennet'e gireceğinizi mi sandınız? Onlara dokunan sıkıntı ve zorluklarla öylesine sarsıldılar ki Resul ve onunla birlikte olan müminler, “Allah'ın yardımı ne zaman?” dediler. İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır.” Bakara Suresi 214. Ayet
“O size; melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi de emretmez. Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecekti?” Âl-i İmrân Suresi 80. Ayet
“İman edenlerin Allah’ın ve Hakk olarak indirilen Zikri için, kalplerinin saygı ve kaygı ile yumuşayacağı zaman hâlâ gelmedi mi? Bundan önce kendilerine kitap verilip de, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçtiğinden bu nedenle kalpleri katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar! Ki onların çoğu da fasık olan kimselerdi.” Hadîd Suresi 16. Ayet
“Andolsun zamana! Gerçekten insan hüsrandadır!” Asr Suresi 1,2. Ayet
“Musa, belirlediğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini sarsıntı tutunca: “Ey Rabbim! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir sınavındır. Onunla dileyeni sapkınlıkta bırakırsın dileyene de hidayet edersin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen ki hayrülgafirînsin.” Araf suresi 155. Ayet
“Meğer bizim “Beyinsiz” Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş” Cin Suresi 4. Ayet
“O gün insanlar alemlerin Rabbi için kıyam edecekler!” Mutaffifîn Suresi 6. Ayet
“Derken bir Emir çevirenlere yemin olsun!” Nâzi’ât Suresi 5. Ayet
“O gün deprem sarsar, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecektir!” Nâzi’ât Suresi 6,7. Ayet
“O gün, Ruh ve melekler saflar halinde hazır bulunur. Rahman'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz. İzin verilenler de Hakikati söyler.” Nebe’ Suresi 38. Ayet
“Onlara, buyruklardan apaçık bilgiler verdik. Sonra onlar, kendilerine ilim geldikten sonra hırslarına kapılarak ayrılığa düştüler. Rabbin, ayrılığa düştükleri konularda Kıyamet Günü hüküm verecektir!” Câsiye Suresi 17. Ayet
“Ateş! Sabah akşam ona arz olunurlar. O saatin gerçekleşeceği gün: “Firavunları azabın şiddetlisine sokun!” Mü’min Suresi 46. Ayet
“Allah'ı hakkıyla takdir etmediler. Yeryüzü, Kıyamet Günü tamamıyla O'nun avucundadır. Sema da O'nun Sağ Eli’yle dürülmüş olacaktır. O, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir.” Zümer Suresi 67. Ayet
“Gece yarıları kalkıp salat için kıyama duran ve secdeye varanlar, canı gönülden itaat edip ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini umanlar mı? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, ancak temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alır." Zümer Suresi 9. Ayet
“Hani o vakit Allah peygamberlerden Kesin Bir Söz (Misak) almıştı: "Andolsun size Kitap ve Hikmet’ten vereceğim, sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde ise ona hemen ve kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız" buyurmuştu. (Ardından:) "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar ise: "İkrar ettik!" demişlerdi de ;"Öyleyse şahit olun, Ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti!” Âl-i İmrân Suresi 81. Ayet
“Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere, dünya hayatı süresince de ve şahitlerin duracakları gün de, elbette yardım ederiz.” Mü’min Suresi 51. Ayet
“Onlar ki, Rahman’ın kulları olan melekleri dişiler kıldılar. Kendileri onların yaratılışlarına şahit mi olmuşlardı? Onların şahitlikleri yazılacak ve elbette sorumlu tutulacaklar.” Zuhruf Suresi 19. Ayet
“Ve işte sana böyle emrimizden Biz Ruh vahyettik, sen Kitab nedir? İman nedir? Bilmiyordun ve lakin Biz O’nu bir Nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimize Hidayet vereceğiz ve emin ol sen dosdoğru bir yola çağırıyorsun!” Şura Suresi 52. Ayet
“Rûh ül-Emîn O’nunla inerek yerleşti!” Şu’arâ Suresi 193. Ayet
“O, dereceleri yükseltendir, Arş'ın sahibidir. O, “Buluşma Günü” hakkında insanları uyarmak için Kendi buyruğundan olan Ruhu kullarından dilediğine ulaştırır.” Mü’min Suresi 15. Ayet
“Ve namusunu koruyanı da an. O’na Ruhumuzdan üfledik. Ve kendisini ve oğlunu alemler için bir ayet kıldık.” Enbiyâ Suresi 91. Ayet
“İmran kızı Meryem; o çok ırzını korumuştu. Ona Ruhumuzdan üfledik. O, Rabb'inin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden bağlı kimselerden ve itaat edenlerden olan birisiydi.” Tahrîm Suresi 12. Ayet
“O gün, Ruh ve melekler saflar halinde hazır bulunur. Rahman'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz. İzin verilenler de Hakikati söyler.” Nebe’ Suresi 38. Ayet
Hanif TÜRK