KADİR GECESİ

Kadîr gecesi kâlbin ALLAH özlemi diner! İsimler ‘“Birer melek”’, HAK ‘“RÛH”’ olarak iner!

KIYAMETNAME-M.H. ULUĞ KIZILKEÇİLİ

Üstad M.H. Uluğ KIZILKEÇİLİ

“KADÎR GECESİ”

‘“Yalnız karanlık vardı”’ diyor Tevrât, evvelâ!

‘“Sonra ‘OL’ emri ile Nûr çıkıp”’ verdi cilâ!

Karanlık ‘“Ol emriyle”’ çıkmadı! Hep mevcûddu!

Nûr gibi hareketli değil, sâbit vücûddu!

‘HAK, karanlık ışıkta saklı olan hazine!’

Bilinmek için ister başka vücûda ine!

Ama olamadığından kendinden başka vücûd!

Perde olur kendini açıkladığı mevcûd!

Atmosfer aydınlıktır! Zîrâ orda madde var!

ZÂT ile arasında var ışık denen duvar!

Stratosferde madde hiç yoktur! Her yer siyah!

Bu karanlık siyah nûr! İçinde saklı ilâh!

ZÂT nûrudur bu! Kâlble bakmayanı kör eder!

HAK kadîr günü değil de,‘“Kadîr gecesi”’ der!

Celâl radyasyonudur! Azamette birinci!

Kur’an da ki övgüsü ‘“Yıldıza benzer inci!”’

Bu nûrdur Kâbe de ki ‘Kara taş’ bilmecesi!

‘“Bin aya değişilmez”’ Hûrinin bir gecesi!

Çünkü ‘“Hûrinin gözü hem simsiyah! Hem iri!”’

‘“Gözünü ayıramaz baktığı zaman biri!”’

Buna ‘“Gözü kaymadan MUHAMMED bakabildi!”’

AHMED M artı Ehad imiş, orada bildi!

Hazret-i RESÛL “Namaz gözümün nûrudur”,der!

‘MUHAMMED İBN ABDULLAH’ ve ‘“ENNÛR”’ aynı eder!

Bir de esîr ışık var! Onu madde neşreder!

Kur’an buna:‘“Kuyuya hapsedilmiş YUSUF”’ der!

Kapkaranlık taş fırın ısınsa akkor çıkar!

Bir ışık yuttuğunu bu kâfir etmez inkâr!

Bu fırındır sendeki ‘“Emredici nefis”’ bil!

Mâsûm olan Hâbil’i şehit etmiştir Kabîl!

Cehennemin dibine düşmüş olan bu garip!

Kurtulur ancak tutar ise sâhibinden ip!

Zîrâ kâlbde bulunur soyunduğu bütünü!

Biter ‘“İncir yapraklı çıplağın”’ kötü ünü!

Parçasıyla birleşip ‘“Olurlar Nûr üstü nûr!”’

Âdem ve Havvâ tekrâr ilk Cennetine konur!

O zaman anlarlar ki cennet , ‘Örtülü’ demek!

Ve bu örtüyü açmak imiş en kutsal emek!

Eşinden ayrı düşmek rahmet dolu ârıza!

Tam pişmemiş hamura fırıncı vermez rızâ!

Kadîr gecesi kâlbin ALLAH özlemi diner!

İsimler ‘“Birer melek”’, HAK ‘“RÛH”’ olarak iner!

AHMED ‘Öven’, MUHAMMED ise ‘Övülen’ demek!

Bu ‘“MAHMUD makamına”’ çıkmaya sarf et emek!

M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 1998